TD IHK Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK), “Coğrafi İşaretler: Ulusal ve AB’deki Tesciller, Uluslararası Coğrafi İşaretler” konulu web seminerini gerçekleştirdi
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK), “Coğrafi İşaretler: Ulusal ve AB’deki Tesciller, Uluslararası Coğrafi İşaretler” konulu web seminerini gerçekleştirdi
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK), “Coğrafi İşaretler: Ulusal ve AB’deki Tesciller, Uluslararası Coğrafi İşaretler” konulu web seminerini gerçekleştirdi

Türk-Alman Ticaret Sanayi Odası (TD-IHK), 28.04.2022 tarihinde “Coğrafi İşaretler: Ulusal ve AB’deki Tesciller, Uluslararası Coğrafi İşaretler” konulu web seminerini gerçekleştirmiştir.

Genel Sekreterimiz Okan Özoğlu’nun açılış konuşması ile başlayan toplantıya, Ankara Üniversitesi Fikri ve Sınai Haklar Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Sayın Prof. Dr. Arzu Oğuz, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Dr. Zehra Özkan Üner, Üyemiz Koca-Ersöz Hukuk Bürosu’ndan Sayın Avukat Bengi Baydan ve Geleneksel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Derneği (GUCİSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Huriye Özener konuşmacı olarak katılmışlardır.

Küreselleşen dünyada, yerele ait değerler her geçen gün daha çok ilgi görmekte, buna paralel olarak da yerele ait değerlerin korunmasının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Yöresel gıda ürünleri yerel kültürün önemli bir bileşenidir ve bu ürünleri taklitlere karşı korumak ve haksız rekabete maruz bırakmamak için birçok ülkede yasal düzenlemeler yapılmıştır. Koruma tescille sağlanmakta olup, Türkiye’de bu konuda yetkili kuruluş “Türk Patent ve Marka Kurumu” dur. Coğrafi işaretler bu yasal düzenlemeler içinde etkisi en yüksek olanlardan birisi olmasının yanı sıra Türkiye açısından da çok önemlidir.

26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nden yola çıkarak düzenlediğimiz bu etkinliğimizde, özellikle tarım alanında yaşanması gereken ciddi dönüşüm ile yöresel iklime, geleneksel bilgiye dayalı ürünlerimizi kalite güvencesiyle canlandırmanın doğru bir tercih olduğu dile getirilmiştir. Coğrafi işaretlerin önemi ve niteliğinden bahseden Sayın Prof. Dr. Arzu Oğuz, kamusal niteliği hususunda coğrafi işaret konusunun diğer sınai hakların arasında sosyal ve ekonomik politikaları çok yakından ilgilendirdiğini aktarmıştır.

Coğrafi işaretlerin amacının ürünü tanımlamak ve bu tanımda yer alan kriterlere göre gerçekleşmesini sağlamak olduğunu anlatan Prof. Dr. Oğuz, coğrafi işaretlerin tescil sahibine kazanılmış özel bir hak sağladığını ve fakat tescil bölgesinde belirtilen koşullara uyarak üretim yapanların da kullanımına açık olduğunu, bu bakımdan coğrafi işaretlerin anonim niteliğe sahip olduğunu aktarmıştır. Tescilli coğrafi işaretlerin ürün gruplarına göre dağılımlarından da söz eden Prof. Dr. Oğuz, coğrafi işaretlerin kullanıldıkları ürünleri piyasadaki aynı cins ürünlerden ayırt etmeye yaradığını söylemiştir.

Menşe ad ile mahreç işaretleri arasındaki farkın, ürünün kaynaklandığı coğrafi alan ile arasındaki bağa göre belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Oğuz, menşe adlarda (Afyon kaymağı, Amasya elması, Kars kaşarı, Anamur muzu gibi) ürün üretimi, işlenmesi ve ürünle ilgili diğer tüm işlemlerin belirlenen coğrafi alanın içinde gerçekleşmesi gerektiğini; mahreç işaretinde (Kayseri mantısı, Adana kebabı, Beypazarı kurusu, Maraş dondurması gibi) ise ürün ile köken arasındaki bu bağın daha zayıf olduğunun altını çizmiştir.

Tescil edilemeyecek coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarından da söz eden Sayın Prof. Dr. Arzu Oğuz’un ardından, Sayın Dr. Zehra Özkan Üner uluslararası sözleşmelerde coğrafi işaretler konusuna dikkat çekmiştir. Coğrafi işaretlerin yabancı bir ülkede korunması hususunda koruma talep edilen ülkede tescil edilmeleri gerektiğini açıklayan Dr. Üner, bu bağlamda ulusal hukuklarda koruma yolları kapsamında uluslararası sözleşmelerin öneminin altını çizmiştir.

Dr. Üner, kaynak işareti veya menşe adı sınai mülkiyet hakları arasında sayılmış olan 1883 Paris Sözleşmesi, sahte kaynak işaretleri ve aldatıcı kaynak işaretleri konusunda koruma sağlayan 1891 Madrid Sözleşmesi, ticaretle bağlantılı fikri mülkiyet hakları anlaşması olan, birçok ülkenin taraf olduğu ve ilk kez coğrafi işaret tanımı yapılan 1994 TRIP Anlaşması ve üç ayaklı bir koruma sağlayan Cenevre Metni hakkında bilgiler vermiştir.

Coğrafi işaret kavramı ve tanımı, menşe ve mahreç adı olarak coğrafi işaretler hususlarına kısaca değinen Sayın Av. Bengi Baydan, coğrafi işaretlerin hukuki koruması konusunda Türkiye’de yetkili kurum olan TÜRKPATENT’ten tescil belgeleri alınarak Türkiye’de koruma sağlandığını söylemiştir. Ancak Avrupa Komisyonuna sadece tarım ürünleri ve gıda maddeleri ile ilgili coğrafi işaretler için başvuru yapılabilmektedir.

Avrupa Birliği coğrafi işaret tescili ve koruma kapsamında korumalar ülkesel/bölgesel nitelik taşıdığından ötürü, bir ürünün AB’de korunması için AB nezdinde tescili olması gerektiğini aktaran Sayın Av. Baydan, yetkili makamın EUIPO (AB Fikri Mülkiyet Ofisi) olduğunu belirtmiştir. Bunların yanı sıra 13 Nisan 2022 tarihli Tüzük önerisi ile El sanatı ve Sanayi ürünleri için Mahreç Korumasına yönelik ilk adımın da atıldığını dile getiren Av. Baydan, coğrafi işaretlerin usulüne ve tescil edilirken bildirilen şartnamesine uygun olarak üretildiğinin denetiminin de yapılabildiğini söylemiştir.

GUCİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Huriye Özener, ülkemizde tescil edilmiş 1068 ürün, AB Komisyonunda tescil edilmiş 7 ürün ve AB Komisyonuna yapılmış 37 başvuru olduğunu belirtmiştir. Bu çerçevede, Antep Baklavası ilk tescil edilen ve ilk mahreç işaretli ürün olup Aydın inciri ikinci tescil edilen ve ilk menşe adı kabul edilirken, Malatya kayısısı üçüncü tescil edilen ve ikinci menşe adı olarak AB Komisyonunda tescil edilmişlerdir. Bu ürünlerin yanı sıra Aydın kestanesi, Milas zeytinyağı, Bayramiç beyazı ve Kastamonu Taşköprü sarımsağı da tescillenmiştir.

Coğrafi işaret denetimlerinde esas unsur olan üretici, pazarlama yapan ve dağıtım yapan özel/tüzel kişilerin nasıl denetleneceği konusunda yeterince bilgi sahibi olunmadığından denetim süreçlerinde sorunlar yaşandığını aktaran Sayın Özener, coğrafi işaret denetimlerinden geçen firmaların dijital pazarlama platformlarında ayrı değerlendirilecek ticari faaliyette bulunmalarına olanak tanınması gerektiğini belirtmiştir.

Toplantı sonunda katılımcıların soruları yanıtlanmıştır.

Değerli bilgi paylaşımları için tüm konuşmacılarımıza ve etkinliğimize gösterdikleri ilgi için tüm katılımcılara teşekkür ederiz.



News